2020’den beri hayatımızda pek çok şey değişti. Değişen şeyleri görme ve anlamlandırma sürecimiz de henüz devam ediyor. Bir yandan, bu değişimlerin bazı etkileri de kaçınılmaz.
Pandeminin ikinci senesini henüz geride bırakırken, neler olup bittiğine bakıp anlamlandırma çabası içinde olabiliriz. Pek çok duygu ve deneyimden geçmiş olduğumuzu fark edebiliriz. Herkesin deneyimi kendi içinde biricik olmakla beraber, uzmanlara göre bu deneyim ve duygulardan en göze çarpanı “languishing” yani baygın, gevşemiş ve ruhsuz hissetmek. Aynı zamanda languishing tükenmişlik, keyif aldığımız şeylere karşı ilgisizlik ve sıkışıp kalmışlık olarak tanımlanabilir. Belki de tam zıttı ile tanımlamak da mümkün olabilir: “flourishing” yani “hayatla bağlantıda olmak, mutluluğu ve keyifliliği deneyimlemek, hayat amaçlarına sahip olmak ve onlara ulaşmayı istemek”. Uzmanlara göre, languishing depresyon deneyimleri ile benzerlik gösterse de depresyon değil. Daha ziyade, flourishing’i deneyimleyememek ve büyüme-gelişme hissedememek, aynı yerde kalmak algılarıyla paralel olduğuna dikkat çekiyor.
Üzerine pek çok şey yazmak, tartışmak mümkün ancak bu terimin bana hatırlattığı şey, Matrix 3 filminde Neo’nun sıkışıp kaldığı Mobile Ave istasyonu. Kendini Matrix dünyası ve gerçek dünya arasındaki metro istasyonunda bulan Neo tünelin sonunu görmek için tünelden koşsa da yine aynı yere dönüyor. Bizler de zaman zaman buna benzer şekilde aynı döngüde sıkışıp kaldığımızı, günlerin birbirine benzediğini ve tünelin sonunu bulamadığımızı hissedebiliriz. (linkten izleyebilirsiniz: https://www.youtube.com/watch?v=ov7lqOELjz0)
Peki neler yapabiliriz?
Öncelikle her zorlayıcı deneyimde olduğu gibi, bu deneyimde de zorlanmayı kabul etmek ve normalleştirmek iyi bir fikir olabilir. Şu an dünyada pek çok insanın bunu yaşadığını, zor zamanlardan geçtiğimizi hatırlatıcı olarak almak ve kabul etmek çok önemli bir nokta. Bununla birlikte, dinlenmeye vakit ayırmak, sevdiğimiz şeylerle ilgilenme hakkını kendimize sunmak bu sürecin destekleyicilerinden biri olarak görülebilir. Aynı zamanda, çevremizdeki kişilerle bağlantıda kalmak, terapi gibi kaynakları aktive etmek de sürecin kolaylaştırıcıları olarak görülebilir. Ayrıca, bahsettiğimiz gibi “languishing” kavramının tam zıttı olarak tanımlanan, gelişmek ve büyümek deneyimleri için kullanılan “floushring” kavramı üzerine düşünmek de bizler için bir kanal açabilir. Daha önce floushring’e yakın olduğunuzu hissetmiş miydiniz? O zaman neler vardı hayatınızda, etrafınızda? Kendinize, ilişkilerinize ve dünyaya nasıl bakıyordunuz? O zamanlar sizde işe yarayan şeyleri tamamıyla olmasa da şu an aktive etmek mümkün olur muydu?
Uzm. Psk. Dilşah Ece Eren
Bilgi ve randevu için:
Kaynak:
https://www.verywellmind.com/languishing-is-the-mood-of-2021-5180999
https://www.verywellhealth.com/what-is-languishing-5181172
https://positivepsychology.com/flourishing/