“Aşırı” Ebeveynlik

Herkes çocuğunun güvende olmasını ve mutlu olmasını ister. Çocuklarımız bebekken onları yakından korumak gerekebilir, bu onların güvende olmasını sağlar; fakat biraz daha büyüdüklerinde sürekli çevrelerinde dönerek doğru kararlar aldıklarından, zarar görmediklerinden emin olmaya çalışmak, bu yüzden hayatlarındaki her ayrıntıyı fazlasıyla analiz etmek ve yaşamlarını en küçük parçalarına kadar yönetmek zararlı hale gelir. Çocuğa “aşırı” ebeveynlik yapmak onun problem çözme becerilerinin gelişmesine engel olur ve gelişiminin yavaşlamasına yol açabilir. Bu yüzden büyüdüğünde de sizin tavsiyelerinize, zamanınıza, paranıza bağımlılığı sürer. Bu durum aynı zamanda çocuğunuzla ilişkinize de zarar verebilir, çünkü biraz daha büyüdüğünde size karşı isyan etmeye başlayacaktır.

Aşırı ebeveynliğin sinyalleri:

1. Ufak tefek şeyler için sürekli bir güç savaşına giriyorsanız.

Örneğin; sürekli tabağındaki yemeklerden yeterince yemedi diye tartışıyorsanız ya da saçını nasıl yapması gerektiğiyle ilgili mücadele veriyorsanız.

2. Çocuğunuzun sizin onaylamadığınız tercihler yapmasını izlemeye dayanamıyorsanız.

Örneğin; çocuğunuzla oyun oynarken ağaçları maviye boyamasına, küveti çatıya yerleştirmesine ya da dışarı çıkarken birbiriyle pek uyumlu olmayan bir kıyafet giymesine dayanamayıp müdahale ediyorsanız.

3. Hata yapmasına izin vermiyorsanız

Örneğin; ödevini yaparken her zorlandığı sorunun cevabını veriyorsanız ya da arkadaşlarıyla ilişkisinde en ufak bir problem belirtisi gördüğünüzde olaya dahil oluyorsanız.

4. Başka ebeveynlerin endişelenmediği birçok konuda endişeleniyorsanız

Örneğin; okuldaki oyun alanındaki bazı oyuncakların kullanılmasından endişeli olan tek kişi sizseniz ya da 13 yaşındaki çocuğunuzun arkadaşlarıyla birlikte karşıdan karşıya geçtiğini hayal etmeye tahammül edemiyorsanız.

5. Başka yetişkinlerin çocuğunuza nasıl davrandığıyla ilgili sıklıkla tartışmaya giriyorsanız

Kendinizi sıklıkla öğretmenlerle, takım koçlarıyla, kreş öğretmeniyle, bakıcılarla onların kuralları ve çocuğunuza davranış şekilleri hakkında tartışırken buluyorsanız. Örneğin; daha iyi bir not vermelerini, daha farklı davranmalarını istiyorsanız ya da anneannesinin çocuğunuza şeker vermesini tamamen yasaklıyorsanız. 

6. Yaşına uygun beklentileri belirlemekte zorlanıyorsanız

Bazen beklentileriniz fazla yüksek oluyorsa, örneğin çocuğunuzu birçok aktiviteye sokmanıza rağmen, kalan boş zamanını da verimli geçirdiğinden emin olmaya, o zamanı yönetmeye çalışıyorsanız. Bazen de beklentileriniz fazla düşük oluyorsa, çocuğunuzun bağımsız olarak hareket edebilecek kapasitede olmadığına inanıp ya da doğru yapamayacağından endişelenip onun yerine birçok şeyi yapıyorsanız. Örneğin; bazı ödevlerini onun yerine yapıyorsanız.

7. Hiç sorumluluk vermiyorsanız

Gündelik işlerin hiçbirini yapmasına ya da yaşam için gerekli becerileri kazanmasına, sorumluluk almasına fırsat vermiyorsanız. Örneğin; arkadaşlarını siz seçiyorsanız, aktivitelerini planlıyorsanız, yediklerine karışıyorsanız ve gerekmediği halde onu yıkamak, onun odasını toplamak gibi işleri onun yerine yapıyorsanız.

8. Hep sonunda pes ediyorsanız

Sıklıkla suçluluk duygusu hissedip bu yüzden kuralları ortadan kaldırıyorsanız ya da çocuğunuzun isteğine boyun eğiyorsanız. Örneğin; çocuğunuz dondurma yemek için yalvardığında pes ediyorsanız.

Bunların tamamını ya da zaman zaman bazılarını kendinize benzer buluyor olabilirsiniz. Kaygılanmanıza veya kendinizi suçlamanıza hiç gerek yok, burada ilk önemli adım farkındalık kazanarak durumun tespit edilmesidir. Daha sonra değişimi sağlamak adına müdahalelerde bulunabilirsiniz. Bu maddelerden bazıları o kadar alıştığınız ve doğal bulduğunuz davranışlar olabilir, bu yüzden değiştirmeye gerek görmemiş ya da olumsuz etkilerini fark etmemiş olabilirsiniz. Fakat, uzun vadede karşılaşabileceğiniz sonuçlardan bazıları şöyle sıralanabilir:

  • Çocuğunuz yeni şeyler deneyerek, bunlardan bir şeyler öğrenme şansını kaybetmiş olur. Hata yapmak ve sonuçlarını yaşayarak edinilen tecrübeler sözlü nasihatlardan ve yönlendirmelerden çok daha etkilidir.
  • Günlük hayattaki problemlerini ve ilişkilerindeki çatışmaları kendisi çözmediği için, problem çözme becerileri gelişmez. Daha çok sorumluluk ve daha doğru kararlar alma şansı azalır.
  • Bir şeyleri onun yerine yaptığınızda çocuğunuza “Sana güvenmiyorum.” mesajı verilmiş olur. Bu durum, onda varolan potansiyelin en üst seviyede ortaya çıkabilmesini engeller.
  • Kendisine özgürlük tanınmadığını hissederek büyüyen çocuk, büyüdükçe sizin kontrolünüze karşı isyan etmeye başlar. İçinde bulunduğu yaşamın sorumluluğunu kendisinde hissetmediği için, yaşadığı olumsuz sonuçlardan dolayı sizi sorumlu tutarak suçlayabilir ve bu da ilişkinizde bozulmaya yol açabilir.

Nasıl aşırıya kaçmadan davranabilirim?

Çocuğumuzu tamamen kendi başına bırakmamalıyız, fakat onun başarısını, mutluluğunu aşırı kontrolcü olmadan da destekleyebiliriz.  Onun için her zaman ulaşılabilir olmaya ve gerektiğinde küçük yönlendirmeler yapmaya çalışmalıyız. Aşırıya kaçmamak için şunlara dikkat edebiliriz:

  • Çocuğunuzun zaten yaptığı, yapabildiği şeyleri yapmayın (örneğin ellerini yıkamak). Yaşına uygun şekilde yapması beklenen ne varsa kendisinin yapması için ona şans verin.
  • Çocuğunuzun neredeyse yapacağı şeyleri de yapmayın, çünkü eğer yapabilirse başarı ve kontrol duygusunu yaşayacak, eğer yapamazsa da bu olaydan ders çıkarak ve bir şeyler öğrenecektir. Bunu tecrübe etmesine alan verin.
  • Kendi problemleriyle yüzleşmesine izin verin. (Yetiştiremeyecek, doğru yapamayacak diye onun yerine ödevini yapmak ya da öğretmeniyle sorun yaşadığı için sınıfını değiştirmek kısa vadede çözüm gibi durabilir fakat uzun vadede yarardan çok zarara sebep olur.)
  • Kendi hatalarının sonuçlarını yaşamasına izin vermeyi, çocuğunuza karşı bir ceza ya da kötü bir davranış olarak görmeyin. O sıradaki suçluluk duygusuyla bir şeyler yapmaktan, aşırı hoşgörü göstermekten kaçının.
  • Genel olarak kendi ihtiyacınız için bir şeyler yapmamaya dikkat edin, gerçekten çocuğunuzun ihtiyacı ise yapın; çünkü aşırı ebeveynlik davranışları genellikle çocuğumuzun zarar gördüğünü, hata yaptığını, başarısız olduğunu görmeye tahammülümüz olmamasından ve kendi rahatsızlığımızı giderme isteğinden kaynaklanır.

Tüm bunları yaparken de onun yanında olduğunuzu, ihtiyaç duyduğunda duygusal olarak onu taşıyabileceğinize dair güveni sağlamak çok önemli bir noktadır. Sanki ona destek olmuyormuşsunuz veya hiçbir işiyle ilgilenmiyormuşsunuz hissi uyanabilir, fakat unutmayın, aslında yapacağınız şey onun becerilerinin gelişmesi, hayata karşı daha donanımlı ve baş edebilen bir birey olması adına çok kıymetlidir. 

İşin aslı, yüzmeyi yeni öğrenen bir çocuğun hiç üstünden çıkarmadığı bir can simidi olmak değil, o bocaladığında onu tutup suda boğulmasına izin vermeden güvenli alana çıkartabilecek bir ebeveyn olmaktır.