Psikoterapist Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli?

Psikoterapi gibi özel ve derinlikli bir çalışmada, danışan ve terapist ikilisinin belirli bir uyum ve işbirliği (terapötik ittifak) yakalaması önemlidir. ‘Doğru’ uzmanı seçebilmek, kişisel ve ilişkisel birçok faktörü göz önüne almayı gerektirir. Bir tanıdığınızdan olumlu olarak referans aldığınız bir uzman size iyi gelmezken, hakkında hiçbir yorum duymadığınız bir uzmandan memnun kalabilirsiniz. İlk görüşmeler, tanışmak, nasıl hissedeceğinize bakmak ve aklınızdaki soruları uzmanla birlikte gözden geçirmek için oldukça faydalıdır. Bu sayede, sürecin devamı hakkında daha sağlıklı karar verebilirsiniz. Ancak bu aşamaya gelinceye kadar göz önüne alınması gereken önemli bir konu, psikoterapistin yetkinliği ve yeterliliğinden emin olmak.

Kimler psikoterapi uygulayabilir?

Ülkemizde henüz sınırları iyi belirlenmiş bir meslek yasasının olmayışı, alanda pek çok suistimali ve riskli uygulamaları beraberinde getirmektedir. Yasal çerçeve olmadığı için, internette kısa bir araştırmayla pek çok isim ve iletişim bilgisine ulaşmanız mümkün, peki bunlar arasından neye göre seçim yapmalısınız? İnternette ya da sosyal medyada ismi ‘psikoloji’ ile yan yana geçen herkes psikoterapi uygulayabilir mi? Elbette uygulanmamalı, ama alan dışı olup, birtakım eğitimler ya da sertifikalarla çeşitli uygulamalar yaparak ruh sağlığını riske atan kişilere sizler de rastlamışsınızdır. Meslek yasamız çıkıncaya kadar, bunun önüne geçebilmek için yapabileceğimiz, psikoterapi hizmeti almak isteyen sizlerin olabildiğince bilinçlenmesini sağlamak. Hizmet aldığınız kişilerin eğitim bilgilerini, deneyimlerini, yetkinliklerini bilmenin hakkınız olduğunu ve bunların iyice araştırılması gerektiğini de belirtmiş olalım.

Psikoterapistinizi seçerken bilmeniz gereken bazı önemli noktaları şöyle sıralayabiliriz:

◼ ‘Uzman’ unvanı alabilmek için, psikoloji lisans mezuniyetinin ardından kişinin çalışma alanına uygun olarak yüksek lisans eğitimini tamamlaması esastır. Zira psikoloji lisans programları, psikoterapi uygulamasına dair bir eğitimi içermez; sadece psikoloji temel bilimini öğrenmeye bir giriş niteliğindedir. Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünden mezun olanların da aynı şekilde uzmanlaşmak için yüksek lisans derecesi almaları gereklidir.

◼ Klinik Psikoloji, Gelişim Psikolojisi, Uygulamalı Psikoloji, Çift ve Aile Terapileri gibi alanların en az birinden alınan ‘Uzman’ unvanı olması bir ön koşuldur. Ülkemizdeki Klinik Psikoloji programları genel olarak psikopatolojileri, çeşitli terapi yaklaşımlarını ve uygulamalarını içermektedir. Ancak, bazı Uygulamalı Psikoloji ve Gelişim Psikolojisi yüksek lisans programları da benzer alanlarda eğitim vermektedir. Bu sebeple, başvurduğunuz kişinin özgeçmişinde uzmanlık alanının içeriğine dair bilgilere dikkat etmelisiniz. Çocuk, ergen, yetişkin, çift ve aile gibi alanların hangilerinde eğitim gördüğüne bakarak daha doğru bir seçim yapmanız mümkün.

◼ Yüksek lisans programı kapsamında veya sonrasında ek olarak, belirli bir psikoterapi yönteminin uzun süreli eğitimlerini almış olmak ve bu eğitimin süpervizyonlarını tamamlamış olmak gereklidir. Süpervizyon, eğitimi veren, tecrübeli ve yetkin uzmanlarla bire bir ya da grup halinde yürütülen, vakalar üzerine detaylı çalışmaların yapıldığı bir süreçtir. Yeterli süpervizyon saatlerini tamamlamamış kişiler, uzmanlık unvanı veya sertifika almış olsalar dahi eğitimleri sadece derste dinlenen teorik bilgilerle sınırlı olacaktır. Ne yazık ki günümüzde 1-2 günlük sıkıştırılmış eğitimlerle terapi ‘uygulayıcı’ sertifikası verilebilmektedir.

◼ Meslek içinde genellikle gözardı edilebilen bir diğer unsur da psikoterapistin kendi terapi sürecidir. Bir başkasına, sağlıklı bir ruhsal çalışma alanı açabilmek ve muhafaza edebilmek için, uzmanın kendi psikoterapisini tamamlamış olması/devam ediyor olması oldukça önemlidir.

*Uzman kadromuz hakkında detaylı bilgi için ‘Ekibimiz’ sayfasını ziyaret edebilirsiniz:

https://www.monagelisim.com/uzman-ekibimiz/