Bugün zihninin kapısından içeri şöyle bir bakacağımız isim İngiliz Psikanalist Wilfred Rupert Bion. Psikanalist Elda Abrevaya, Psikanaliz Yazıları serisinin Bion’a ayrılmış olan sayısında, onun düşüncesi ve kuramının yaşamındaki acıları, hüznü ve umutsuzluğuyla yoğrulduğunu söylüyor.
Bion, otobiyografi diyebileceğimiz bazı eserlerinde, insanın kendine dair hakikati söze dökmesi gibi çok da kolay olmayan bir işe soyunmuş. Burada mühim olan neyi ne kadar dürüst aktarabildiğinden de önce, bunu yapmak üzere gösterdiği gayret değerli geliyor. Bildiğimiz birçok kuramcının aksine hatırı sayılır bir açılım yaparak iç dünyasını da insanlığın hizmetine sunmuş ne de olsa…
Onu okurken sıklıkla ‘hakikat’ kavramıyla karşılaşıyoruz. Hakikat nedir? Hakikatin özünü tanımlamak mümkün mü? Bion, hakikati ruhsallık içinde bir besin olarak yorumluyor. Yani sindirim sistemi için gıda neyse, hakikat de ruhsallık için o. “Eğer ortada bir ruhsal ızdırap varsa, kişinin kendisiyle ilgili bildikleri yetersiz demektir: Zihin için yeterli gıda yoktur” demek mümkün.
İnsanın özüne dair hakikatini, kişilerarası ilişkilerdeki hakikatten ayrı düşünemiyoruz. Kişilerarası dediğimizde de, her türlü ilişkinin kaçınılmaz döngüler içinde yeniden sahnelendiği seans odasındaki iki kişiyi… Burada aradığımız hakikat, safi doğruların söylenmesi gerektiği gibi kesin bir yargıdan uzak, terapist ve danışan arasındaki dinamik ilişkide sezinlenen bir duygudur. Kişi yalan mı söylüyor, gerçekleri mi çarpıtıyor, doğrusu nedir gibi soruları düşünmeyiz. Ahlaki, felsefik ya da hukuki açıdan bir yargılama söz konusu değildir. Orada ötekinin bize hissettirdiği duyguları, onu anlamak için kullanırız. Güvensiz, kaygılı, kırılgan her ne hissediyorsa, bizi düşünmeye sevk eden şey, bize aktardığı duygudur. Kulağa ‘abartılı’ gelebilecek anlatım biçimleri, seçilen sözcükler, zaman zaman psikotik işleyişi andıran ifadeler (kişinin psikotik olmadığını bildiğimiz durumda elbette) hatta yalanlar bile aslında orada bir amaç için bulunurlar. Bunları bir belirti, bir ifade biçimi olarak almak esastır.
Marjinal bir örnek gibi gelebilir ancak seanslara verilecek kısa bir ara öncesi kendine zarar verme düşüncelerine gönderme yapan bir danışanın bize o an aktardığı duyguyla ne anlatmak istediğini anlayışımızdır odadaki hakikat. Fiziksel olarak intihar etmeyi mi planlıyor, yoksa içinde bulunduğu ruhsal durumun dayanılmaz acısını anlatacak daha kuvvetli bir ifade biçimi bulamayışından mı bu yola başvuruyor? İşte bu ince ama kritik ayrımın ölçeği, seans odasındaki terapistin duygulanımı oluyor. Elbette hakikat, sadece terapistin zihninde berraklaşan bir ‘doğru bilgi’ olarak değil, ilişki içinde iki tarafın da deneyimlediği ve danışanın da özümsemeye alan açabileceği ölçüde anlamlı olabilir ancak.
Bion’un Alfa ve Beta Elemanları
Danışanın bu dışavurumu Bion’un ifadesiyle bir beta elemandır (β); ilkel, belirsiz ve anlamlandırılamayan unsurlardır bunlar. Tıpkı bir bebeğin dünyaya geldiğinde tüm dış uyaranları algıladığı gibi. Işık, ses, hava, hiçbiri anne karnında olduğu gibi kusursuz doyum sağlayan haliyle değildir artık. Bebek bunlarla baş edecek bir kapasitede olmadığından, bunları özümseyebilecek bir hale getirebilmek için anneye ihtiyaç duyar. Ancak ve ancak bu yolla beta elemanlar, Bion’un ifadesiyle alfa elemanlara (α) dönüşebilir. Bunun olabilmesi için annenin bebeğin ne deneyimlediğini düşlemleyebilmesi gerekir. Onun üşümesini, açlığını, çaresizliğini, öfkesini hisseden, söze döküp ona geri iade edebilen ve kapsayan bir anne, bebeğin bu sindirilemeyen beta elemanlarını adeta kolay sindirilebilir bir püre haline getirir. Bu alışveriş yeteri kadar tekrar ettiğinde ise bebek artık dünyayı ilk andaki dehşet ve bilinmezlik içinde deneyimlemekten, nisbeten güvenli bir yer olarak deneyimlemeye geçer.
Peki ya annenin alfa işlevi yetersiz kalırsa, bu ne anlama gelir? Bu durumda, annenin bebekten gelen zorlantılı deneyimleri algılamakta ve tutmakta yetersiz hissettiği ve bir şekilde onların şiddetiyle yıkıldığını, dağıldığını söylemek mümkün. Öyleyse bebek için de dünyayı güvenli ve sıcak bir yer olarak işleyebilme olasılığı neredeyse yok demektir. İşte bu an, Bion’un zihin kapısına girdiğimiz eşikten kendi iç dünyamıza doğru adım atmak gibi. Şimdi sürecin tamamını bugünkü yetişkin dünyası ilişkilerinize göre düşünmeyi deneyin… Sizin ruhsallığınızdaki betalar neye benziyor, onları alfa elemana çevirebilmek için kimlere, nasıl bir ihtiyaç duyuyorsunuz? Ve bunun gerçekleşip gerçekleşemediği durumları düşünün.
Bion’un alfa ve beta elemanlar dahil diğer sembolleştirdiği kavramları da ekleyerek, ruhsal çalışmayı adeta kimyadaki periyodik tabloyu andıran bir disipline dökerek oluşturduğu “Çizelge”den (The Grid veya Cetvel) söz etmeden olmaz. Çizelge, geçmişten bugüne, psikanalizin böylesine sistemli bir tabloya dönüştürülme gayretini gereksiz veya işlevsel bulan, eleştiren, anlamaya çalışan pek çok yoruma konu olmuş. Bu tip bir çizelgeyi seanstan seansa bir rapor gibi kullanmanın, kişiyle yalnızca bilişsel düzeyde bir özdeşim kurma riskini doğuracağı muhakkak. İtalyan psikanalist Civitarese buna ‘seansta meydana gelenlerin karmaşıklığını kutucuklara sıkıştırma çabası’ olarak adlandırmış. Belki de bu çizelgenin çıkış noktası Bion için bir çeşit başa çıkma yoluydu. Görselleştirerek, ad vererek ve çizgilerin arasında sınıflandırılabilir bir hale getirerek, odada kimi zaman içinde kalması çok güç olabilen ruhsallığı bir çeşit yönetme çabasıydı.
Araladığımız zihin kapısını şimdilik aralık bırakarak, alanda çalışan ya da ilgi duyan herkes için ileri okuma önerisi olarak Psikanaliz Yazıları’nın 30. sayısını ve elbette orjinal metinleri olan “Yaşayarak Öğrenmek” ve “Tereddütlü Düşünceler” kitaplarını önermiş olalım. İyi okumalar.
Uzm. Psk. Duygu Karaer
“Eğer ortada bir ruhsal ızdırap varsa, kişinin kendisiyle ilgili bildikleri yetersiz demektir: Zihin için yeterli gıda yoktur” W. R. Bion
Bion W.R. (1962). Learning from Experience. London: Tavistock.
Civitarese, G. (2013). The Grid and the Truth Drive. The Italian Psychoanalytic Annual, 7:91-114.
Horovitz, M. (2015). Aktarım ve Hakikat. Psikanaliz Yazıları, 30, Bağlam Yayınları.
Parman, T. (2015). Yeniden Wilfred Ruprecht Bion. Psikanaliz Yazıları, 30, Bağlam Yayınları.